İster evli olun, ister bekâr ya da sadece sevgili… Bunun
hiçbir önemi yok. Hayat birbirimize verdiğimiz değer ve saygıdan ibaret değil
mi?
İlişkiler denizin ortasındaki bir kayığa benzer. Bir ucunda
siz, diğer ucunda sevdiğiniz kişi bulunur her zaman… Eğer bir kişi yalnız
başına bir adım atar ve diğer taraftaki sevdiğine ulaşmaya çalışırsa, kayık
batacaktır. Ancak birlikte hareket ederseniz, bu şekilde kayığın ortasında
buluşarak, batmadan yolunuza devam edebilirsiniz.
Birlikte adım atmanın yolu ise, birbirini iyi dinlemekten
geçer. Eminim ki şu an kime sorsam, birçoğunuz karşınızdakini iyi dinlediğinizi
söyleyeceksiniz. Acaba gerçekten dinliyor musunuz?
Size en iyi dinleme örneğini şöyle verebilirim. Çocukları
olanlar çok iyi bilirler; çocuğunuz
büyümeye başladığında, hele hele ağzından yarım yamalak sözler çıktığında
kulağınızı dört açarak “acaba şimdi ne diyecek” diye merakla beklersiniz.
İstersiniz ki hiçbir anını, hiçbir mimiğini ve hiçbir kelimesini kaçırmayalım.
İşte bu iyi bir dinlemedir. İlişkilerdeki dinleme şekli de bu olmalıdır.
Karşınızdaki insan bir şeyler anlatırken onun ne
hissettiğini, anlattığı olayları ne kadar önemsediğini ve sizin onu dinlemenize
ne kadar ihtiyacı olduğunu sorgulayarak dinlerseniz; inanıyorum ki birçoğunuzun
iletişim problemleri ortadan kalkacaktır.
Evet… İlişkiler bir kayığa benzer demiştim. Bir adım siz,
bir adım sevdiğiniz atmalı ki, kayık dengede kalsın…
Şimdi düşünmenizi istiyorum. En son tartıştığınız,
kırıldığınız kişi ile neden bu durumdasınız?
Gerçekten sizde hiç bir kabahat yok mu? Gerçekten onu
anlayabildiniz mi? (“Eh tabii olabilir, hiçbir şey tek taraflı olmaz”
dediğinizi duyar gibiyim)
Tekrar altını çiziyorum, yaşadığımız ilişki sorunlarının %90
‘ı birbirimizi iyi dinleyemediğimiz, dinleyemediğimiz için de doğal olarak
anlayamadığımızdan kaynaklanıyor.
Sizden ricam, konuşmadığınız ve kırgın olduğunuz veya yüzünü
bile bir daha görmek istemediğiniz insanlar için ötelemeden şimdi düşünmeniz!
Bir an için gözlerinizi kapatın ve o insanın öldüğünü
düşünün. Bir daha konuşamayacağınızı ve dokunamayacağınızı düşünün…
Neler hissettiniz?
Sizce haklı veya haksız olmanın bir önemi kaldı mı?
Ve hala kendinizin ne kadar haklı olduğunu düşünüyorsunuz?
Şimdi sıra sizde!
Şuan hissettiğiniz duygulara göre davranmanız dileğimle… Tabii
geç kalmadan…
Okan Özdemir