2 Kasım 2013 Cumartesi

BİRBİRİMİZİ NE KADAR DİNLİYORUZ, NE ANLIYORUZ?


İster evli olun, ister bekâr ya da sadece sevgili… Bunun hiçbir önemi yok. Hayat birbirimize verdiğimiz değer ve saygıdan ibaret değil mi?

İlişkiler denizin ortasındaki bir kayığa benzer. Bir ucunda siz, diğer ucunda sevdiğiniz kişi bulunur her zaman… Eğer bir kişi yalnız başına bir adım atar ve diğer taraftaki sevdiğine ulaşmaya çalışırsa, kayık batacaktır. Ancak birlikte hareket ederseniz, bu şekilde kayığın ortasında buluşarak, batmadan yolunuza devam edebilirsiniz.

Birlikte adım atmanın yolu ise, birbirini iyi dinlemekten geçer. Eminim ki şu an kime sorsam, birçoğunuz karşınızdakini iyi dinlediğinizi söyleyeceksiniz. Acaba gerçekten dinliyor musunuz?

Size en iyi dinleme örneğini şöyle verebilirim. Çocukları olanlar çok iyi bilirler;  çocuğunuz büyümeye başladığında, hele hele ağzından yarım yamalak sözler çıktığında kulağınızı dört açarak “acaba şimdi ne diyecek” diye merakla beklersiniz. İstersiniz ki hiçbir anını, hiçbir mimiğini ve hiçbir kelimesini kaçırmayalım. İşte bu iyi bir dinlemedir. İlişkilerdeki dinleme şekli de bu olmalıdır.

Karşınızdaki insan bir şeyler anlatırken onun ne hissettiğini, anlattığı olayları ne kadar önemsediğini ve sizin onu dinlemenize ne kadar ihtiyacı olduğunu sorgulayarak dinlerseniz; inanıyorum ki birçoğunuzun iletişim problemleri ortadan kalkacaktır.

Evet… İlişkiler bir kayığa benzer demiştim. Bir adım siz, bir adım sevdiğiniz atmalı ki, kayık dengede kalsın…

Şimdi düşünmenizi istiyorum. En son tartıştığınız, kırıldığınız kişi ile neden bu durumdasınız?

Gerçekten sizde hiç bir kabahat yok mu? Gerçekten onu anlayabildiniz mi? (“Eh tabii olabilir, hiçbir şey tek taraflı olmaz” dediğinizi duyar gibiyim)

Tekrar altını çiziyorum, yaşadığımız ilişki sorunlarının %90 ‘ı birbirimizi iyi dinleyemediğimiz,  dinleyemediğimiz için de doğal olarak anlayamadığımızdan kaynaklanıyor.

Sizden ricam, konuşmadığınız ve kırgın olduğunuz veya yüzünü bile bir daha görmek istemediğiniz insanlar için ötelemeden şimdi düşünmeniz!

Bir an için gözlerinizi kapatın ve o insanın öldüğünü düşünün. Bir daha konuşamayacağınızı ve dokunamayacağınızı düşünün…

Neler hissettiniz?
Sizce haklı veya haksız olmanın bir önemi kaldı mı?

Ve hala kendinizin ne kadar haklı olduğunu düşünüyorsunuz?
Şimdi sıra sizde!

Şuan hissettiğiniz duygulara göre davranmanız dileğimle… Tabii geç kalmadan…


Okan Özdemir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder